20110707

Bütün suç kahvenin

Aslında bir çoğumuzun doğumunun sebebi/sorumlusu karşılıklı içilen birer kahve kesinlikle.

Malum, toplum şartları gereği evlilik sonrası doğan insanlarız bir çoğumuz. 

Evliliğe ister görücü usulüyle, ister tanışıp aşk yaşanarak karar verilmiş olsun, yine toplum adetleri gereği gerçekleşen "kız isteme" ritüelinin kilit noktalarından biridir kahve faslı. Kahve olmadan hayatta olmaz o iş.  Hatta damat şanssızdır o konuda, genelde tuzlu içer kahvesini. 

Gerçi ben denedim, (evlenme niyetinden değil, sırf merakımdan) tuzu çok abartmadıkça pek hissedilmiyor/rahatsız etmiyor kahvenin içinde. Fincanda hacmen %10 civarı tuz olmalı ki rahatsız etsin. Karşınızdaki kadın da o kadar insafsızsa zaten bir daha düşünün siz. 

Bu arada ek bilgi, kolada da belli bi orana kadar hissedilmiyor tuz, onu da denedim. Ayran, tuz ve suyu ayrı ayrı yiyip/içip midesinde ayran yapmak için zıplayan insanın böyle deneyler yapması doğal bence. 

Neyse. Devir değiştikçe kadın/erkek tanışma şekilleri de değişip çeşitlendi. İnternetten bildiğin biriyle yüzyüze görüşmek garipti mesela eskiden, ama artık çok normal. Sözlük zirveleri, forum toplantıları, birebir randevular. Amacın iyi ya da kötü, ne olursa olsun bunlar da birer opsiyon artık yeni insanlar tanımak için. 

Kahvenin burda da kritik bir rolü var. Geneli bilmem ama kendi açımdan baktığımda şimdiye kadar bir kez olsun şaşmayan şey: 

Kahve=flört belirtisi

Birbiyle zaten bir şekilde tanışmış ama çok samimi olmayan; ya da henüz yüzyüze tanışmamış iki insandan biri görüşmek için "birer kahve içeriz" teklifinde bulunuyorsa bilirim ki (kendim bulunduysam da kendimden emin olurum) teklif sahibi kişinin ilgisi/beklentisi arkadaşlıktan biraz farklıdır. Şimdiye kadar hep öyle oldu en azından, hali hazırda tanıdığım insanlarda da, yeni tanıştıklarımda da; son ilişkimde de, ondan önceki maceralarımda falan da. (lan şimdi bunu yazdık ya kimse kahveye davet etmez beni bunun içi fesat diye, neyse)

Ama sadece kahve teklifinde geçerli bu. Çay öyle değil mesela. "birer çay içelim" diyen insan kanka hissi uyandırır bende. Söyleyiş tarzına göre anane hissi bile uyandırabilir hatta. 

Ya da ne bileyim bir kadın bana "gel birerbuçuk adana yiyelim" teklifiyle gelse hiç o tarafa çekmem bu teklifi. Hatta "sağol, annem 'dünden kalan musakka var dolapta, ısıtıp yersin' diye not bırakmış onu yiycem ben" diye bahane uydurur görüşmem o insanla. 

Musakka sevmem bu arada.  

Bunları geçtim, "gel karşılıklı dondurmalarımızı yalayalım, kavun üstü dondurma yiyelim" falan gibi davetkar teklifler bile kahve teklifi kadar belli etmez bana birşeyleri. (burda abartmış olabilirim)

Sözün özü, eskiden (aslında hala) evlilik niyetinin resmiyete döküldüğü ilk anlardan olan kız istemede kilit rolü olan kahvenin şimdi de tanışmalarda, sevişmelerde, aşklarda kilit rolü var. 

Bir çoğumuzun doğumunda bir fincan kahvenin parmağı var. Bundan sonra doğacaklarda da olacak. 

İster espresso olsun (double olursa daha etkili hatta), ister türk kahvesi, ister mocha. 

5 yorum:

bellatrix dedi ki...

http://metusmehmetus.blogspot.com/2011/10/bostanl-vapuru.html

(Sadece girişteki diyalog için gönderiyorum, gerisi de fena değil ama konuyla ilgisiz.)

Buro dedi ki...

Hoşuma gitmez genelde benim düşündüğüm şeylerin önceden düşünülüp dillendirildiğini görmek ama bu hoşuma gitti. Bakayım bir de filme.

Yazının devamı da hoş olmuş hem.

bellatrix dedi ki...

Aaa, sana "bu daha önceden düşünülmüştü" demiş olmak için gelmiyor bu çağrışımlar, öyle bir şey düşüneceksen anında keserim!

Buro dedi ki...

Yok yahu, rahatsız etmedi, hatta hoşuma gitti. Hem her şeyi ilk düşünen de ben olamam, di mi?: p

bellatrix dedi ki...

Di. Aferin iyi topladin :)