20110720

Amaçsızdır bu, çok da gereksizdir. Sahiden de.

Doğduğun gün, salı günüydü. Ben salı günlerini hiç sevmem, ama o güne bir istisna yapardım belki.

Belki de bayramlarını kutlamak için sokağa dökülen işçilerin bir kısmı yedikleri dayaktan sonra daha yeni yeni sarıyordu yaralarını, sen hayata gözlerini açtığında.

Doğduğun gün, tam da bir bahar günüydü.

Ankara'da 20 dereceydi mesela hava, az bulutlu. Tıpkı senin gibi, hep neşeli, ama her zaman da biraz bulutlu. Hiç kestirilemez bulutlarının ne zaman çoğalacağı, neşeli bahar yüzünün ne zaman düşüvereceği. Aniden daha bir bulutlanır gökyüzü, bırakır yağmuru bulutlardan toprağa, sen yaz günü doğmamış olsan da, bir yaz yağmuru misali. Ne zamanı geçtim, yüzünün neden düştüğü de kestirilemez zaten. Kestiren olur gerçi de, sana söyleyemez.

Doğduğun gün, Bakanlar Kurulu 185 öğretmeni 6-12 aylık stajlar için yurtdışına gönderme kararı almış bir de. İngiltere'ye, Fransa'ya, Almanya'ya, Amerika'ya. Belki de o yüzden gözün hep dışarı kaçmaktaydı senin. Belki de o yüzden öğretmen oldun, çok istemesen de. Neyse ki çoban olmamışsın. Çünkü aynı gün, Bigalı hayvan sahipleri çoban bulmakta zorlandıkları için el ilanları bastırıp çoban aramaya başlamışlar Çanakkale'de.

Dolar 806.72 Lira'ydı o gün. O zamanlar altı sıfırı da vardı Lira'nın, ortalarda pek görünmese de.

Bir kadın denizde boğulmuş olarak bulunmuştu, ailen senin doğumuna çok seviniyorken başka bir aile de kızlarının ölümüne üzülüyordu.

Aynı gün bir kedi öldu, Beyrut'ta, Fransa Büyükelçiliği'nin etrafına koruma amaçlı döşenen mayınların birinin üzerinden geçerek. Belki de o yüzden seviyorsun sen kedileri bu kadar. Belki de o ölen kedinin ruhu işledi senin içinde bir yerlere.

Sen doğduğunda bir ramazan günüydü. Ben o günleri az /çok hatırlarım, çünkü çocuk aklımla, ramazan bayramının başlangıcı demek, benim için dondurma yeme mevsiminin açılması demekti. Bilmezdim çocuk aklımla, hicri takvimin miladi takvime göre her yıl 11 gün sektiğini. Zaten hicri takvim nedir, onu da bilmezdim ki.


Yılın senin doğumuna denk gelen zamanları, benim için hep mutluluk demekti. Belki de sen doğdun diye, içten içe, hiç bilmesem de.

Sen doğduktan 23 yıl sonra, ben kimliğimi değiştirdim, doğduğum gün verilen kimliği saymazsak ikinci defa.

Sen "Oof, ne bahar, ne yaz, ne kış. Umrumda değil." diye doğdun eminim.

Ben o zamanlar çocuktum.

Sen o zamanlar bebek.

Ben şimdi bir adamım.

Sen hala bir bebek.


Doğduğun gün, salı günüydü.
Gittiğin gün, salı günüydü.


Ben salı günlerini hiç sevmem.



Şimdi başlığı okuyalım, bir kez daha. Çünkü sahiden de öyle.

Hiç yorum yok: