20090530

x y olup

"olup" kelimesinin bağlaç olarak kullanıldığı cümlelerin %95 gibi bi oranla anlatım bozukluğu içerdiğini söyleyebilirim.

Bir de 2 cümleyi bu şekilde bağlayan insan/kurum/dükkan anında kalitesiz bir varlık imajı çiziyor gözümde. Ne bileyim pastaneyse mesela, gidip ordan pasta almıyorum bi daha falan.

Örnek verelim,

Pastalarımızın hepsine ayçiçek yağı kullanılmış olup gayet lezzetlidir.



Gerçi pastada zaten ayçiçek yağı kullanılmaz herhalde.

20090526

Forward Mail

İşle ilgili olanları konu dışı bırakırsam;

forward maillerin en sevmediğim tarafı, konu kısmında mailin forward mail olduğunu belirtmek için duran "Fwd:", "İlt:", vs ifadeleri.

Karikatür, fıkra vs forwardlıyorsun tamam da, bari o ibareyi sil.

Ard arda dizilen Fwd harflerinin çok çirkin görünüyor olmasından ziyade, mail üzerinde birazcık emek harcamış olmak, sana geleni aynen bir başkasına yollamamış olmak için.

Crowd

Evet, bence de fotoğrafı siyah beyaz çekmek işi çok daha kolay hale getiriyor.



Siyah beyaz çekenlere de saygısızlık olmasın tabi.

Kahvaltı

Sabah sabah kahvaltı niyetine yarım ekmek arası nutell yemek.

Akşama çıkabilecek miyim bakalım.

20090520

Astronot

Vefalı astronot, bir problemi olmadığında da Houston'u arayandır.


"Houston, nasılsın abi?"

20090519

Karma

Gölge,
Ankara,
Karma Police,
Loser Cam Kenarı,
2001-2004,
Erdem,
Raindog,
Çetin,
Karma çavuş.






for a minute there, I lost myself. I lost myself

Ayran

Bu postu resmi tatillerin çoğunda çalışmak zorunda olduğumu inatla kavrayamayıp bugün için beni önce adalara, sonra da salı pazarına davet eden Yeşim insanına armağan etmek isterim.






Galetanın Esrarı

Pazartesi sabahı şirkete geldiğimde masamın üzerinde keyif çatan, aşağıda da görebileceğiniz 3 adet galetayla karşılaştım. Cumartesi şirketten çıkarken o galetaların orda olmadığından emin olacak kadar şuurum yerinde çok şükür. Ayrıca aylardır da galeta falan yememiştim (düne kadar.)

Muhtemelen cumartesi şirketten "hadi gidiyorum, çarşambaya kadar da gelmem" diyerek çıktığımı duyan insanların biri geldi, masamda tıkınıp gitti. Çarşambaya kadar gelmeyeceğimi hesapladıklarından kaldırma gereği de duymadı suç aleti galetaları. Ama masamda kırıntı falan yok hiç. Sanırım bir profesyonelle karşı karşıyayız, hiç iz bırakmamış. Gerçi galetaları bırakıp gitmiş, daha ne bıraksın di mi?

Belki de kimse galeta yemedi, o galetalar "galeta ye, biraz kilo ver" mesajı vermek için bırakıldı masama. Ama o da mantıklı değil, yıllar sonra tekrar düzenli (ne düzenlisi lan, bi ayı geçti gitmedim) spor yapmaya başlayan bir insan olarak kilo vermenin aksine, kilo alma gayreti içindeyim. O yüzden bu ihtimali elemek lazım. Hem galeta insanı tok tutma işlevini yerine getirip kilo vermeye yardımcı olur mu, emin değilim.

Sırf insan bu koca galetaları nasıl yer diye merak ettiğimden öğleden sonra bir tanesini yemeyi denedim. Muhtemelen galetaların üçte biri önümdeki A4 kağıda ufalandı kırıntı bazında. Cidden çok zor yemesi, hiç ergonomik değil galetalar.
Gerçi bunların inceleri güzel oluyordu krem peynir eşliğinde.


20090514

MSN

Msn'de nicklerinin başında, sonunda, ortasında [b], [i], [c=7], vs. ibaresi bulunan (biliyorum onlar msn plus mı ne kullanınca bold, italic ya da renkli karakterler olarak bize geri dönüyor) insanlarla pek anlaşamadığımı farkettim. Anlaşamamak değil de pek ortak nokta bulamamak belki de.

20090513

Bir Kuple

Bir restoran ne kadar iyi yemek yaparsa yapsın, tuzluğa biber/biberliğe tuz koyduysa hayatta adam olamaz benim gözümde.

Bir de restaurant kelimesini yazıldığı gibi okuyan insanlardan soğuma olasılığım çok yüksek. Ama aynı durum deodorant kelimesini yazıldığı gibi okuyan insanlar için geçerli değil.

20090512

Leblebi

Çağa ayak uydurmuş Özdeyişler dizisi: 1

Lep demeden Laptop'u anlamak.

20090506

T.C Kimlik

Bu sabah haberlerde duydum.

T.C Kimlik numarasının son hanesi 4 olan annelere Ziraat Bankası'nın anneler günü için 400 TL yardım yaptığı dedikodusu yüzünden yüzlerce insan birikmiş banka şubeleri önünde. Sadece istanbulda da değil, bir kaç ilde daha.

Üzülsem mi hallerine, yoksa salak olduklarını kendi adıma tasdiklesem mi bilemedim. Yaşlı yaşlı kadınlar da var aralarına, kim bilir kaç saat beklediler. Belki cehaletten, belki ihtiyacın getirdiği çaresizlikten doğan bir umuttan.

Onu geçtim, kimlik numarasının son hanesi 4 olan erkekler bile gelmiş var olduğu sanılan anneler günü hediyesini almaya.

Bazıları da kendini o kadar inandırmış ki yalana, "Başbakan söyledi, ben duydum"; "dün haberlerde izledim" diyenler bile vardı. Onlar bildiğin salak işte.

20090503

Kolbaydı

Yazmayayım yazmayayım dedim de artık dayanamadım.

Şu kolbastıyı birden bire pörtleten kişi/kuruluş kim ben hala onu kavrayamadım.

Bi de halk oyunuymuş falan ama nası basit geliyor bana anlatamam. Nerde zeybek, nerde horon; nerde kolbastı.

Ha bi de karadenize aitmiş, ama benim dinlediğim tüm müziklerde ankara havası vardı. Onu da kavrayamadım.

Fight Club

Abiler olayın mantığını kavrayamamış henüz.


The ninth rule of fight club should have been that "You do not advertise about fight club"




Arkadan gelen korna sesleri eşliğinde çektim fotoğrafı, o yüzden biraz yamuk.
Merak edenler için, sahilden bostancıya doğru çıkan yol üzerinde.
afişteki garip web adresinin de ayrı bi güzelliği var.

20090502

Sinek Valesi

Az önce bir sinek kondu monitörümün kenarına.

Ve ben onu kovalamak için naptım?

Tabi ki mouse imlecimle sineği dürtmeye çalıştım.

Supergirl

Reamonn - Supergirl şarkısı bir erkek tarafından kendisine ithaf edilmemiş ya da şarkıyı kendi kendine ithaf etmemiş bir kadın;
hadi kümeyi biraz daha genişletelim, şarkıyı bir kadına ithaf etmeyen bir erkek var mıdır acaba?

Varsa ne mutlu ona