20110717

Bal

Bal rengiydi gözleri. Böyle nasıl desem, ela gibi değil, açık kahve de değil. Farklıydı, şimdiye kadar gördüklerim gibi değil.

Şekli de öyle, ne kocaman, ne küçük. Ne yuvarlak, ne çekik. Farklıydı, şimdiye kadar gördüklerim gibi değil.

Kirpiklerimin bir kadının kirpiklerine kıyasla bile uzun olduğu söylenir hep, ama onunkiler upuzundu. Şaşırıyordum her göz kırptığında nasıl da birbirlerine dolanıp kalmadıklarına. Üstelik rimel de kullanmıyordu.

Biraz dikkat edince kendimi görebiliyordum gözlerinde. Mecazen değil, fiziken. Siyah, minicik bir leke vardı sol göz bebeğinde, sanki yin yang gibi, "her iyinin içinde azıcık da olsa bir kötü vardır" der gibi.

Farklıydı gözleri, "Bir esmere de aşık olabilirim, tabi yeşil gözlüyse " tezimi, en iddialı tezlerimden birini çürütürcesine.




Aniden "Öyle değil mi ama?" diye sordu. İrkildim bir an, "Ne değil mi?" diye sordum ben de, mecburen.

"Anlatıyorum bir saattir, sen beni dinlemiyor musun?" diye sitem etti. Yok, dedim. Öyle değil aslında.

Bozuldu, onu hiç ciddiye almadığımı düşünerek. Oysa ki söyleyemezdim ki o an, "senin gözlerine dalmış gitmişim. Onları sevip orada kalmışım" diye.

Diyemezdim ki.

Hala diyemedim ki.

Hiç yorum yok: