20110606

Oynadım.

Beni azıcık tanıyan insan dans etmektir, göbecik atmaktır, bu tarz senkronizasyon ve ritm duygusu gerektiren atraksiyonlardan pek (hiç?) hoşlanmadığımı, hoşlanacak olsam bile beceremediğimi bilir.

Senkronizasyon ya da ritm duygusundan yoksun olduğumdan değil. Aksine, çok senkronize bir insanımdır ben; sol elimi soğan cücüğü gibi yapıp göğsüme vururken sağ elimi de avuç içim gögsüme paralel şekildeyken aşağı yukarı hareket ettirebilirim iki elim birbirine çarpmadan. 3 tenis topunu da havaya atıp atıp tutabilirim ayrıca. Askerde de hep uygun adım yürürdüm. Neyse, bir gün gösteririm.

Ama dans işi bana biraz ters nedense. Beceremiyorum da zaten, hayali bir topu atıp tutamıyor oluşum şahitler huzurunda tescillenmişti bi ara. Olay bana öyle ters ki ben kendi düğünüm olursa onda dans etmem, oynamam diye fikir beyan ederdim. Fikir böyle olunca da, gittiğin düğün/dernek/eğlence atraksiyonlarında genelde bi köşede tüneyip millet dans ederken onları kesen cool adam tribi yapıyor gibi oluyor sergilediğin tavır. Yapacak hiçbir şey yok ne yazık ki.

Ama işte, dün çok yakın iki arkadaşımın düğününe gidince bir ara "acaba" diye geçirdim içimden. Çünkü içimdeki şopar ortaya çıktı, bizimkilerin tamamını hayrete düşürürerek. Sevdiğim diğer insanlar da yanımdaydı, ondan desem. Zaten genelde yanımdalar. Sonra düşündüm, o an eğlendiğim için değil, bizim iki küçüğü evlenirken görünce ben de mutlu olduğum içindir diye karar verdim.

Post böyle gitmeyecekti gerçi ya. Bağlayamadım yine.

Bir de yayınlamadan önce okumadım, yanlışım falan varsa düzeltirsiniz.

Hiç yorum yok: