20090321

Asansör

Şuan yaşadığım apartmana taşınalı 5 ay falan oldu, daha ilk kez biriyle asansör kapısında karşılaşıp seyahat süresinin izin verdiği ölçüde muhabbet edebildim.

Asansörde muhabbet etmenin hastası mısın diye sorarsanız hayır değilim diye cevap veririm.

Ama cidden garibime gidiyor. Apartman girişinde biriyle karşılaşıyorum. İki asansörün biri zemin katta, diğeri de onuncu katta falan oluyor mesela. Doğal olarak zemin kattakine yöneliyorum. Bi bakıyorum karşılaştığım insan diğerine yönelmiş. "Buyrun?" falan diyorum. "Yok ben beklerim" diyor.

Hani bu insanların tamamı karşı cinsten olsa, "ulan çok mu asansör fantezitörü bi tipim var" diye kendimden şüphe edeceğim. Zaten yok öyle bir şey. En üst kata çıkman taş çatlasa bir dakika sürer diyelim, napacaksın bir dakikada. Asansörü durdurayım desen kesin birileri kapıya vurup "Asansörü bırakır mısınıız?!" falan diye bağırır. Belki de senin durdurduğun asansör başka bir kattan çağrıldığında tekrar hareket ediyordur falan ayrıca. Neticede gereksiz bir eylem bence.

Zaten sırf kadınlar değil erkekler de aynı tavrı takınıyor. Tamam asansör kişinin özel alanının (böyle mi tabir ediliyordu) en çok ihlal edildiği yer falan ama en fazla otuz-kırk saniye ihlal edicem özel alanını. çok da hevesli değilim ayrıca özel alanına taarruz edip seninle asansörde baş başa kalmaya.

Beklemek istiyorsan beklersin onuncu kattan gelecek asansörü.

Hadi onu geçtim, iyi akşamlar vs. demesem yüzüme bakmayacak apartmanda karşılaştığım insanlar. İyi akşamlar diyince de boynuma sarılmıyorlar zaten. Yarım ağızla bi iyi akşamlar diyorlar en fazla.

Oturduğum muhit dağın başı falan da değil. Merkezi denebilecek bir semt, nezih olarak nitelendirilebilecek bir apartman sonuçta. E ben de öyle yabani bir insan değilim ne fiziken ne ruhen.

Anlamadım yani bi garip.

Apartman görevlisi çöp almaya geliyor; "iyi akşamlar, kolay gelsin" diyorum; "hebelep" gibisinden bir cevap veriyor ki cidden anlamıyorum teşekkür mü ediyor yoksa küfür mü.

Ankara'da yaşarken illa ki iki laf edilirdi apartmanda/asansörde karşılaşılan insanla. Apartman görevlisi çöp almaya geldiğinde kapıyı açmazdım çünkü kapıyı açınca en az yirmi dakika kitler kapının önünde muhabbet ederdi. Rekoru 45 dakika mı ne bu arada. Ev arkadaşım kazara kapıyı açıp bu muhabbete yakalanınca da çocuğu cepten arardım ki "Abi pardon telefon" bahanesiyle kısa kesebilsin bizimki muhabbeti.

Benim gözümde İstanbul insanı (okuyan/iş güç sahibi, senin benim gibi insanlardan bahsediyorum) Ankara insanına göre daha bi medeniydi burada yaşamaya başlamadan önce. Medeni demeyeyim de, şehir hayatı yaşamaya daha bi alışık gibiydi. (E bu da medeni demek zaten bi bakıma?) Neyse.

Zamanında şöyle bir şey yazmıştım biraz abarttığımı düşünerek. Sanırım kısmen doğru bir tespitmiş.

2 yorum:

cesetizleri dedi ki...

herkes birbirine potansiyel suçlu gözüyle baktığından olabilir.
düşünsene 3 numarada oturan yaşlı teyze aslında teyze değilmiş. Annesinin maaşını almak için teyzecilik oynayan bir erkekmiş.
ya da öğrenci zannettiğin genç kızların aslında gece 2'den sonra farklı bir hayatlarının olduğunu düşününce..
herkes arada kaynıyor bir şekilde.
bir de enteresan olan şu: Selam vermekten aciz o insanlara sorsan "Modern zamanlar, artık komşuluk ilişkileri falan kalmadı azizim, eskiden böyle miydi iki lafın belini kırardık" diyecekler. kimse ne yaptığının farkında değil.
neyse bende de ne çene varmış arkadaş tamam tamam sustum.
sen devam et içindeki anadolu ruhunun ölmesine izin verme.

Buro dedi ki...

susmasaydın aslında.

ama evet, kesin kurarlar geçmişi arayan bir cümle.