20090930

Çalar Kedi

Biri Rufus'u saat 6:30'a kurmuş.

Bu sabahki 10 dakika gecikmeli olmak üzere üç gündür 6:30'da, beş dakikalık uykunun herşeye bedel olduğu saatlerde başlıyor miyklemeye. Sonrasında da susmuyor, kalkma zamanım olan sekize kadar.

Sabahları çalar saati hayatta duymayan ve bu sayede Nokia telefonların alarmlarının aslında sonsuza kadar çalmadığını, onların da bir süre sonra tamamen sustuğunu keşfeden bir insanım ben.

Sırf bu sebeple teoride çok sevdiğim, saati önce 6:30'a kurup, sonra 7:00, 7:20, 7:40 ve 8:00'e ertelemek suretiyle geliştirdiğim ve en verimli uyanma şekli olarak gördüğüm "Kademeli uyanma" metodunu uygulayamıyorum mesela.

Ancak ne yazık ki Rufus'un miyklemelerini duymamaya imkan yok. 6:30 da başlıyor olması açısından güzel aslında, ama ne yazık ki Rufus çalmaya başladığında onu 7:00, 7:20 gibi saatlere erteleme şansım yok.

Onu da denedim gerçi. Yatağa alınca susar gibi oluyor. Ama o zaman da yüzümün, boynumun üzerinde gezinmekten uyutmuyor zaten.

Yatağa gelince kıvrılıp uyusa da ayrı dert, minicik bedeninin ezilme tehlikesi var bu sefer de.

Bugün gece boyunca onu koşturup iyice yormayı, gece de ben uyumadan uyutmamayı planlıyorum. Bakalım biraz ileri alabilecek miyim çalar saati.

2 yorum:

pudra dedi ki...

benim smeagol da 6da yatağın alt tarafından girip ayaklarımı tırmalamaya , yemek hazırla mesajı vermeye başlardı.

Buro dedi ki...

Sanırım bizde resmen "koynuna giremezsem atar yaparım" durumu var.