20110909

Rufusav Peşinde

Rufus görmeyeli av yetilerini de iyice geliştirmiş, avcı yönünü dürtükleyen içgüdülerini ayak, burun, göbek gibi insan uzuvları üzerinde test etmek yerine daha farklı avlara yönelmiş. En azından kısmen.

Daha önce üstün sinek yakalama yetilerini bir arı üzerinde de deneyince patisinden sokulmak suretiyle maruz kaldığı bir iş kazası falan da olmuş ama o kadar iş kazası kadı kızında bile olur. Ne bileyim kadı kızı testiyi düşürüp kırar falan mesela. Ama kadına şiddete karşıyız; kadı, kızına nazik davransın. Ne çeşmeye göndermeden önce, ne de kızı çeşmeden geldikten sonra onu hırpalamasın.

Konuyu çok dağıtmayayım, aile ziyaretim sırasında gözlemci yönüm teyakkuz halindeyken Rufus şaşkınını bir sinek peşinde koştururken gördüm. Ben yanına yaklaşana kadar Rufus sineği yere indirmişti bile. Ben de bir belgeselciye yakışır şekilde, kameramı yere bırakıp Rufus'un avıyla olan mücadelesini sessizce kaydetmeye başladım. Yalnız baktım bi ara Rufus kediyi o minik büfemsi şeyin altına kaçırıp şaşkın şaşkın bakınmaya başladı, hem belgeselci etiğimi hem de büfeyi bir kenara çekeyim dedim ki Rufus da avına kavuşsun. Yalnız büfeyi kenara çektiğimde ben de en az Rufus kadar şaşkına döndüm. Çünkü az önce Rufus'un pati darbeleriyle serseme dönen, bırak uçmayı, yürümeyi bile zor beceren sinek ortada yoktu. İyi ki o an biri de benim belgeselimi çekmiyordu, o şaşkınlığım kayda geçsin istemezdim. "Tam çekemedim lan" düşüncesiyle biraz daha ittirdim büfeyi ama avım, amaan, Rufus'un avı, yine yoktu ortalıkta. Emin olmak amacıyla büfeyi tamamen yukarı kaldırdım, ama sinek hala yoktu. Gök yarılmıştı da içine uçmuştu sanki. Gerçi büfeyi tamamen kaldırmamın sebebi birazcık da büfeyi azıcık daha çekersem parkelere vereceğim hasar sonucu annemden yiyeceğim lafların kulağımda çınlamış olduğuydu ama olsun.

Sonuç olarak çabalarımdan vazgeçtim ve bıraktım yerine büfeyi. Rufus da, yavrum, bir iki tur daha atıp çaresiz kaldığının farkına vardı ve mücadeleden vazgeçti. Tabi ki bir sonraki avına kadar.

Rufus'un çaresizliğini de Rufus'un 1:05 gibi attığı "Nerde bu lan?" bakışıyla anlayabilirsiniz.

O zımbırtının adı büfe değil başka bir şey de, aklıma gelmedi şimdi vallahi.

2 yorum:

bellatrix dedi ki...

1:05 bakışı diye bir kedi bakışı türü literatüre girebilir bu bir,

vitrin, bu iki.

Buro dedi ki...

Hah, vitrin. Teşekkürler.