20110108

İstanbul, zorsun.

istanbul'da yaşıyor olmaktan yana şikayetim yok da, Ankara'da yaşamak hakikaten çok daha kolaydı.

Akşam evde otururken "Zodiac'a gideyim de 2 bira içeyim, bizden birileri ordadır illa ki" diye düşünüp dışarı çıkabiliyordum. Biraz muhabbet edip eve dönmem 2 saat falan sürerdi. İstanbul'da 2 bira içeyim desen en yakın mekana gitmen zaten 1 saat. Birileriyle görüşmek istiyorsan zaten bir gün öncesinden planlamış olman lazım ki görüşebil. Ankara'da aklına estiğinde yaptığın şey için İstanbul'da bir akşamını ayırman lazım yani.

Haftasonları Taksim'e falan gideyim diye düşünürken "Ankara'ya mı gitsem lan, aynı hesap" diye bile düşünüyor insan. Şehir dışından gelen ve Taksim'de beni bekleyen arkadaşları görmek için gidip koca taksimde boş otopark bulamayıp (ciddiyim) arkadaşları "ben eve dönüyorum, siz takılın" diye aramışlığım var. Arabayla çıkıyor olmam benim sığırlığım biliyorum.

Ankara'da işten eve dönerken "D&R'a uğrayayım da bir bakınayım" diyebilir, yarım saat bakınsam normalde evde olacağım saatten bir saat geç ulaşabilirdim evime. Burada yol üzerinde bir tanesine uğramaya kalksan park yeri ara, yürü; alışveriş merkezlerinden bir tanesine uğrayıp bakınayım desen içeri girebilmen zaten en az yarım saat, alışveriş merkezl trafiği diye bir şey var burda resmen. Anca hafta sonu öyle bir sefer yapabiliyorsun ki cumartesileri de çalışıyorsan o da zorluyor.

Bu zorluğu bazen biraz fazla büyütüyor olabilirim, ama benim zaten üşenmeye meyleden bir bünyem var. Millet İstanbul'da yaşam mücadelesi için ne zorluklar yaşıyorken benim en büyük dertlerim bunlar olsun, o da ayrı tabi.

7 yorum:

gülş dedi ki...

kesinlikle büyütmüyorsun arabalı kısımları bilemem ama buro beyciğim diğer zorlukları aynen yaşıyorum, hayattan itinayla beziyorum. bugün yarım saatlik bir doktor randevusuna gidiş ve geri geliş tüm günümü kapladı ya bildiğin tüm gün. deliricem çok az kaldı.

Buro dedi ki...

Bu posttan sonra Palladium'a gittim. Gitmeyi denedim. Öyle bir trafik vardı ki, "Ancak almazsam öleceğim bir şey için bu trafiğe girerim" dedim, geri döndüm.

sonra abartmadığımın farkına vardım.

Kaleideskop dedi ki...

Ben sırf bu yüzden doğup büyüdüğüm anamın babamın anneannemin dedemin ve hatta bütün akrabalarımın yaşadığı şehirden mezun olunca taşınmayı düşünüyorum. Ne büyütmesi,az bile yazmışınız. Arada boğazı görmesem son 5 yıldır bitse de gitsek modundayım resmen. hayır yani ne bok kaldıysa İstanbul'da artık boyna göç almaya da devam eden bi şehir.

Scarlet dedi ki...

bir de üstüne Ankara'da krallar gibi yaşarken verdiğin kiraya, İstanbul'da tavuk kümsei bulman var. Tavuk kümseinin sahibinin, evini kral dairesi sanması da cabası... Ben ki üşengeçlik yapmayan, doğru dürüst evde vakit geçirmeyen insandım, İstanbul'a geldiğimden beri nonstop film, dizi izliyorum evden çıkmamak için. Çıkıp da sinirlerimi mi bozayım! Zaten hergün toplamda 3 saat trafikteyim, neymiş kariyer İstanbul'daymış. Sevsinler...

Buro dedi ki...

Gel canım, Ankara'ya geri dönelim biz.

bellatrix dedi ki...

Sana kötü davranan sevgili misali, tüm bunların bir gece boğaza baktığınızda yok olacağını, dünyayı pembe (gece pembesi) göreceğinizi biliyorsunuz değil mi?

Buyrun ben sizi arabasız gezdiririm canlar. Yeter ki isteyin :)

Buro dedi ki...

bakma sen, benim de çok şikayetim yok burada yaşıyor olmaktan: )