20101222

Düğün Dernek

O zamanlar okuyor olduğuma, ve SSK Gölge'nin hala çalışıyor olduğuna göre yıl 2002 falandı.

Okuldaki en yakın arkadaşlarımdan biri Levent, Leventin çok yakın arkadaşı olması sebebiyle tanıyıp çok sevdiğim Murat, ve yine Levent sayesinde tanıyıp Levent'te oranla biraz daha sık görüştüğüm Feyza ile beraber gitmiştik Gölge'ye o akşam. Üçü de gerçekten çok önemli insanlardı benim için, ki hala öyleler. Ancak Feyza ile Murat ilk kez ogün tanışıyorlardı.

Ben hep severdim Gölge'yi, o yüzden bence güzeldi hem müzik, hem muhabbet. Ama bir ara sıkıldı bizimkiler o gece. "Bize gitsek, orda muhabbet etsek?" dedi Murat. Biliyordum ki Feyza başka birinin evinde kalmayı sevmez. Hele yeni tanıştığı bir insanın evinde hiç kalmaz.

"Hiç rahatsız olmazsın, ben kefilim Murat'a" dedim ben de Feyza'ya, sırf güzel giden muhabbetimizin içinde o da kalsın diye. Beni bilen Feyza da o lafım üzerine hiç tereddüt etmemişti.

"Kefil olmak" benim hayatımda bir kaç kez kullandığım bir laftır. En basit durum için bile çok fazla sorumluluk yükler hep benim üzerime. Hayatımda annemi babamı saymazsam kefil olabileceğim insan sayısı da bir -hadi bilemedin iki- elin parmaklarını geçmez muhtemelen. Ama Murat için bu lafı ederken hiç de tereddüt etmemiştim.

Sonra noldu? Gittik Muratlara. İki tane dik kafa, Feyza ve Murat gecenin beşinde çok basit bir mevzu için kavga ettiler. Feyza evi terk etmek istedi, Murat da hiç itiraz etmedi. Kibarca kovdu diyelim biz ona. Feyza yurda da gidemezdi o saatten sonra. Bu boku da ben yemiştim. Beraber ayrıldık evden, gittik, şans eseri Güven'de kaldık o gece (o sabah). Hala unutmam Murat'ın biz taksiye binerkenki o bakışlarını.

Ondan yıllar sonra, 2.5 yıl önce falan, birbirinden resmen nefret eden bu iki insan tekrar konuşmaya başladılar. Konuştukça birbirlerini daha iyi anladılar. Anladıkça sevdiler. Sevdikçe daha çok sevdiler.

Murat'la en son iki ay kadar önce konuştuğumuzda "Abi düğün Aralık'ta, hazırlıklara başladık" demişti bana. Tabi ki inanmamıştım. Geçen hafta düğün davetiyesi elime ulaşana kadar da devam etmiştim inanmamaya.

Geçtiğimiz pazar gittik düğünlerine, Levent'le beraber. Daha önce de arkadaşlarımın düğünlerinde bulundum ama bu bulunmaktan en çok keyif aldığım düğünlerden biriydi sanırım. Hem kız hem de erkek tarafı olmamın yanı sıra düğünde ne oyun havası, ne de horon olması da bir kat arttırdı sanırım mutluluğumu, ne yalan söyleyeyim. Hem ikisinin de her zaman gülen gözleri daha bir güzel gülüyordu bu kez.

Murat'ın abisi her göz göze gelişimizde "Tüm bunların sorumlularından biri sensin, di mi?" diye sordu, ben de "evet" diye cevap verdim büyük keyifle.

Çok sevdiğin insanların mutlu olduğunu görmek, üstüne bir de bu mutlulukta ucundan kıyısından senin de payın olduğunu bilmek güzel cidden.

Bir de ne yalan söyleyeyim, gözüm kapalı kefil olabileceğim insanları seçebildiğim için kendi adıma mutlu oldum.

Hiç yorum yok: