20130409

Ağlama Melis

Bir müzisyen hakkında yazacağım da hiç aklıma gelmezdi ama bugün yolda aklıma geldi. Yazacağım gelmedi, yazacaklarım geldi.

Memleket sınırları içinde çoğu aynı çeşitler içinde sıkışmış olmakla birlikte çeşit çeşit kadın şarkıcı/müzisyen var görebildiğim kadarıyla.

Şarkı söylerken aynı anda hem eski sevgilisine nispet yapıp hem de moda danışmanlığı yaparak insanlara hangi rengin çok yakıştığını söyleyecek kadar marifetliler var ki aynı anda üç işi yapabiliyor olmaları takdir edilirken eski sevgililerinin kendilerini ne kadar tınladığı ve renk tavsiyelerine uyup uymadıkları tartışılır. "Nispet yaparken ölecek" diyorum ben bunlara içimden.

Bunun bir versiyonu da nispet yapan ancak içindeki maço kadını yansıtmaktan da pek çekinmeyenler. Öyle ki "Bebek'te tur atarken eski sevgilisini yeni sevgilisiyle görse saç baş girişir" diye düşünür insan. Şarkı söylerken atar/gider yapıp elindeki mikrofonu kafanda paralayabilir pekala.

Bazıları var ki en neşeli şarkıları bile ağlak. Sanırsın sürekli sıla hasreti çekiyor da yaşadığı depresyon yüzünden her şarkısında yeni bir imajla ortaya çıkıyor. Yolda görsem dayanamaz "kim üzdü seni bacım, sana yamuk yapandan hesabını sorarız" derim dayanamayıp.

Bir de rock yapanlar var tabii. Tam da popülere daha yakın bir tarzla piyasaya çıktığı sırada rock patlayıverince "dur lan, bu iş daha iyi" diye rock müziğe dönüp aslını unuttuğunu düşündüğüm bir grup şarkıcı var mesela. Sonra "madem rock yapıyorum, hem ürkünç hem çılgın olayım" diye türlü hallere girip duvaksız voodoo gelinine sesiyle iğne batıranları var. Hem gotik hem sevimli olmaya çalışan bir tür de vardı bir ara da neyse ki can kırıklarıyla beraber süpürdüler galiba onları halının altına, pek görünmüyorlar artık.

Neyse işte, çok yakın bir müzik takipçisi değilim ama bir süredir gördüğüm hem kendini hem de müziğini aklı başında tutmayı en iyi beceren insan Melis Danişmend galiba. Belki Yasemin Mori olur ona yakın.

Adam gibi dinlemişliğim de yok hala kendisini, ilk şu cover'ı bulduğumda dinlemiş, ilk dinlediğimde de hiç sevmemiştim yorumu. Sonraları sevdim, dinleyip alıştıkça. En azından bana görünen, kadın hanım hanımcık, müziğini yapıp şarkısını söylüyor. Şarkısında sitemlerini de nezihçe yapıyor, gidip masayla arkadaşlık ediyor.

Yaptıklarının güzelliğini duyurmak için pek tepinmiyor. Sahnede eğleniyor olmalı ki ben videolarını (Misal, Misal) izlerken bile eğleniyorum kendi çapımda. Blogunu (blogger üstelik, tumblr falan da değil) yazıp derdini anlatıyor. Telefonunu kaybedince "acaba onsuz ne kadar yaşarım" diye denemelerde bulunuyor falan. Saf bir adam olarak fazla büyütmüş de olabilirim gerçi.


İki Gündür de son klip şarkısını izleyip/dinleyip duruyorum. "Ankara'ya yola çıksam da 3 saat boyu dinlesem" diyorum.


Videoda Gülşah Erol da olsa daha iyi olurmuş gerçi. Malum, yaylı çalgılar.

Hiç yorum yok: