Bazılarıysa akılda kalma olayında çok daha kestirme yöntemler kullanıyor ve kendilerine celebrity isimleri seçiyor. Bugün mesela, fuarlardan, ziyaretlerden gelen katalog/kartvizit arşivi içinde dolanırken elime geçen bir kartviziti tam benimle hiç alakası olmadığı için bir kenara atıyordum ki gözüm kart üzerindeki isme ilişti. Kartvizit adeta "Merhaba" diyordu bana. Sonra da devam ediyordu, "My name is Bond. James Bond" Merhaba kısmını neden Türkçe söylediğini anlayamadım gerçi, ama olsun. Firma adı da "007 midir acep?" diye düşünüp bir bakındım ama değilmiş ne yazık ki. Arkadaşın tek kusuru, James Bond karizmasına kökten aykırı tasarım ve kalitede bir kartvizite sahip olması.
Bu ilk de değil hem. Söz konusu adet sayesinde Thom Yorke ile karşılıklı kahve içmişliğim, Lucy Liu ile görüşüp kendisinden imza (imzaladığı faturaydı ama olsun) almışlığım var. Ortamda "Thom Yorke da sürekli beni arayıp bir şeyler soruyor, illa sipariş falan istiyor yeaa" diye hava yapsam yalandan karnım ağrımaz resmen.
Thom'un cebi var bende gençler, isteyene vereyim.
1 yorum:
Merhaba,
Thom'a şunu iletir misin bi dahaki korespondansınızda: "Milleti üze üze kendine ev yaptırdın Radiohead!" Umut Sarıkaya'nın olduğunu söylemesen de olur, nasılsa anlamayacaktır.
Şimdiden teşekkürler,
Sevgiler,
b.
Yorum Gönder