20100810

ayranim yoktu icmeye, ben de yaptim.

Kucukken yaptigim -en az- uc deneysel salakligin ikisinden zaten bahsetmistim suralarda bir yerde.

b-u-r-o.blogspot.com/2009/02/rekor.html

Bundan da bahsetmis olabilirim ama etmedigimi varsayarak ucuncusune gecelim.

Yemek yapmayi sevmememin en buyuk iki sebebini "on dakikada yiyecegim yemek icin bir saat ugrasiyorum" ve "bi tabak yemek icin bir suru bulasik cikiyor" olarak siralayan bendeniz, evde yalniz oldugum bir gun bu dusuncemin tohumlari olarak nitelendirebilecegimiz paralel bir dusunceyle "ulan, bi ayran icmek icin hem mikser, hem kase, hem de bardak kirletilir" mi diyip aklimca buyuk bir zeka piriltisi gosterdim ve bunlarin hic birini kirletmemeye karar verdim. Ama ayrani yine de icecektim. Direk icmeyecektim de, dolayli olarak yapacaktim bunu.

Once yogurdu kasik kasik yedim guzelce. Sonra da uzerine su ictim. Suyu bolca ictim ki bir sonraki islemde homojen bir karisim elde edeyim. (sonralari ogrendim ayranin homojen degil suspansiyon oldugunu)

neyse, emin degilim ama sonraki adimda tuz yalamis da olabilirim. (bu adimla gecilecek dalgalar icin savunmam simdiden hazir: belki tekila icerken tuz yalayan ilk adamla da cok dalga gecilmisti, naber?)

son adimda da bu uclunun midemde iyice karismasi, kopuklu bi ayran olmasi icin biraz hopladim, iki saga sola kivirdim.

Sonuc olarak ne bardak ne de mikser kirlenmisti ama kucuk bir sorun vardi ortada:

mide bulantisi.



Bu arada 'deneysel salaklik' da sahane bi terim oldu bence. "salaklik yaptigimin farkindayim ama bunu sirf bilim ugruna yapiyorum" gibisinden.

Hiç yorum yok: