20120601

81

Üşengeçlik dedikleri bence bir şeyi yapmaya acele etmemek aslında.

Doğuştan belli etmişim zaten bu konudaki tavrımı ben. 19 Mayıs'ta bekliyormuş beni bizimkiler. Anne tarafı ilk torunlarını, baba tarafı da 8-10 yıl gibi bir aradan sonra ilk torunlarını görecek.

Bizimkilerse ilk -sonradan belli olacağı üzere de tek- çocuklarını. Heyecandan ölüyorlarmış belki de.

Bense ilk -sonradan anlayacağım üzere tek- hayatımı göreceğim ama belli ki bende o kadar heyecan yok.

Çıkmamışım dışarı.

Sonra 25 Mayıs'ta, "Babasıyla aynı gün doğar" diye beklemişler. Kim bilir belki de babam anneme "Bana dünyanın en güzel doğum günü hediyesini verdin" demeye çok heves etmişti. Etmişse kursağında kalmış hevesi, çıkmamışım o gün de. Belki de "böyle bir dünyaya gelmek istemiyorum, 30 sene sonra hali ne olur kim bilir" falan demişimdir kendi kendime küçücük aklımla (toplumsal mesaj)

Yalnız bizimkilerdeki de nasıl bir yaklaşımsa, illa ki özel bir günde gelmemi beklemişler.

Sonunda bakmışlar olmayacak, bıraksalar Eylül'e kadar yatacağım içerde, "oğlum çık yerine yat" diyip sezaryenle doğurmuşlar beni. Ben de doğduktan sonra bana agucuk yapmaya gelen aile büyüklerimi üstlerine çişimi yaparak selamlamış, tepkimi böyle göstermişim.

Bu arada, neyse ki sezaryen için de özel bir tarih beklememişler zira 30 Ağustos'a falan anca doğardım o zaman.

Neyse işte. Bütün bunlar bundan 31 yıl önce yaşanmış tam.

Kötüydü diyemem, güzeldi ama nasıl başladığını, nasıl geçip de bittiğini anlamadığımdı 30. yaşım.

Bu seferkinden biraz dahasını rica ediyorum.

4 yorum:

silgi dedi ki...

mutlu yıllar burocuum.

bellatrix dedi ki...

Umarım olur :)

Buro dedi ki...

Teşekkür ederim silgi hanımcım.

Buro dedi ki...

Olur: )