20100901

Yemek Yapmak Zor Zanaat

Yemek yapmayı hiç sevmediğimi elli kez yazmışımdır.

Ancak çeyrek asırı çoktan devirdiğim şu ömrümün büyük bölümünü gerektiğinde (gerektiğinde derken internet yoktur, telefonun pili bitmiştir de sipariş veremiyorumdur) başımın çaresine bakacak kadar yemek tedarik edebileceğime inanarak geçirdim. Ne bileyim avcılıkla olur, o olmadı tarımla, hiç bilemedin toplayıcılıkla falan olur ama bi şekilde yemek tedarik ederim diye düşünüyordum.

İstanbul'a ilk geldiğimde, yalnız yaşarken yaptığım sigara börekleri yüzünden "acaba lan?" diye ilk kez sarsılmıştı bu düşüncem. Nitekim sigara böreği yapma prosedüründeki tek görevim, annemin sarıp sarmalayıp bana gönderdiği çiğ sigara böreğini ısıttığım yağa atıp pişirmekti. Gel gör ki "ne kadar kızgın olursa o kadar iyi pişer" mantığını abartarak yağı fazla ısıtıp, börekleri tencereye atmamla mutfağı dumana, börecikleri kömür karasına boğmam bir olmuştu.

Yemek yapma kariyerimdeki bu acı hatıranın üzeri tam da kabuk bağlamıştı, bugün işten eve dönerken aklıma "ev yapımı tavuk dürüm döner" düşene kadar.

Nerden bilebilirdim bu isteğin bütün yemek hevesimi kursağımda bırakacağını?

Her şey ne kadar da güzel başlamıştı aslında. Gittim marketten, hazır tavuk dönerimi aldım. Bana kalsa et döner hayali kurardım ama markette sadece tavuk döner olduğunu bilen bilinç altım hayal kırıklığı yaşamamam için beni tavuğa şartlandırdı. Tavuk dönerimi aldıktan sonra elimi hemen bir alt rafa atıp lavaşlarımı aldım bir güzel. Ne kadar da taze görünüyorlardı. Daha önce tanıdığım lavaşlardan çok daha kaliteli gibilerdi üstelik.

Geldim evime, tavayı ocağa bırakıp üreticilere ayıp olmasın diye "hazır tavuk dönerin nasıl hazırlanacağı" hakkındaki notu okudum. İki tarafını da 1.5 dakika ısıtmak bana çok basit geldiği için ben birazcık fazla ısıtayım dedim. Onlar ısınırken de lavaşlarımı hazırlayacaktım tabi. Açtım lavaş poşetini ama bir gariplik vardı. Lavaşlar olması gerektiğinden biraz büyük gibilerdi sanki. Biraz da yumuşaklar mıydı ne?

Neyse, açtım lavaşın ilk katını.

Sonra ikincisini,

sonra üçüncüsünü.

Dördüncü kata gelince anladım ki bu lavaş değil.


Böreklik yufka!


"Bilsem sigara böreği malzemesi alır onları yakardım eki eki" diye düşündüm kendisiyle dalga geçebilen biri olarak.

Ama artık çok geçti. Tavuk dönerlerim hazırdı bile. Eh dedim, "lavaş da yufkanın biraz terbiye edilmişi değil mi sonuçta?"

Terbiye yöntemi olarak da yufkayı tavada pişirmeyi seçtim. Böreklik yufkamı göz kararı kestim. Gözüm biraz kararsız olacak ki kestiğim kısım tavaya büyük geldi. Neyse artık diyerek yufkayı ateşte biraz pişirmeye başladım.

Pişirirken de küçük hanıma yemek konusundaki yeteneklerimi anlatan bir mesaj atmaya başlamıştım ki burnuma bir yanık kokusu geldi. Sigara böreği yapmıyordum ki, bu koku da neyin nesiydi. Bir baktım, yufkanın tavadan dışarı çıkan kısmı tutuşmuş, kağıt gibi yanıyor. Küçük bir panikle söndürdüm ve yanma raddesine gelen yufkanın artık yenmeye hazır olduğunu anladım.

Güzelce hazırladım dürümümü. O sırada gözümün kararsızlığını bir kez daha farkettim. Dürüm aşağıdaki gibi oldu. Şekli ve boyutuyla öyle bir dürüm ki, daha ziyade çiçek paketine benziyor. "Al bebişim" diye sevgiline versen pek yadırgamaz, yufkanın içinde çiçek arar.

Kolayı da koydum ki boyutunu kestirmeye çalışırken gözünüz kararsız kalmasın.





9 yorum:

gülş dedi ki...

buket dürüm diye bi yer açmayı düşünüyorum buro gel ortak olalım.

Buro dedi ki...

ahah. şahane: )

Begüm Şahin Bilgin dedi ki...

ahahah komikmiş ya, tadı nasıldı?

naber gülş?

bellatrix dedi ki...

Amsterdam'da açın şubeyi, bu tarz iyi iş yapar :)

Buro dedi ki...

living maze; yanik yufkalari ayiklayinca guzel oldu vallahi. Yani normal bi durum gibi oldu ne eksik ne fazla. Sozu gülş'e birakiyorum.

Bellatrix; durum seklinde cok kucuk iyilestirmeler gerekebilir ama hallederiz.

"Bir de has has diyari afyondan gelen ustadan" diye reklam yaptik mi tamamdir :p

bellatrix dedi ki...

Yoo bence şekil bayağı başarılı, zıvana azcık dar olmuş yalnız :)

Buro dedi ki...

El alışkanlığı yok ya ondandır o: )

pudra dedi ki...

tasarımcı burda hortumlara gönderme yapmış(tornado)

Buro dedi ki...

Tasarim konusunda kendime guvenmeye baslarsam bil ki sayende olacak sayin pudra. Ecis bucus seyler tasarlayip "ne bicim sey lan bu?" diyenlere "icimde kopan firtinalara gonderme yaptim " falan diyecegim.

Daha once de tasarimda butuncul davranmissin gibi bir sey soylemistin, ordan da cesaret aldim.